Canlı Yayın
Murat Yancı - BİR NOT
TRAJİKOMİK BİR TARTIŞMANIN KISA HİKAYESİ…
Olayın gelişimi kısaca şöyle; CNN TÜRK ekibinden Fulya Öztürk ve Halil Kahraman’ın da aralarında olduğu gazetecilerin yanına bir roket düşüyor.
Tüm gazeteciler hep birlikte çukurluk bir alana sığınıyor. O sırada Fulya Öztürk canlı yayında değil.
Haber reji kendisini görsün ve hemen kendisini yayına alsın diye “Beni görün” diye bağırarak el hareketleri yapıyor. O yayına bağlanmaya çalışırken çukurdaki bir iki gazeteci ayağa kalkıyor. Çukurdan dışarı çıkıyor. Ve yayına bağlanıyorlar. Demek ki kendilerince ortamın artık güvenli olduğuna kanaat getirmişler. İşte tartışma da burada başlıyor.
Klavyeşörlere göre Fulya Öztürk o anda heyecanla bağırdığı için şov yapmış. Böyle gazetecilik olmazmış vs. vs. Buna kanıt olarak da roketin atılmasının hemen ardından oradaki bir muhabirin ayağa kalkıp konuşmaya başlamasını gösteriyorlar. Şimdi biraz kamera arkasını anlatalım.
Öncelikle o el kol hareketlerini yaptığı sırada Fulya Öztürk yayında değil. Öztürk’ün canhıraş bir şekilde “Beni görün” diye bağırdığı o anları CNN TÜRK daha sonraki büllten için hazırladığı haber paketinde kullandı. Haber merkezi o görüntüleri kullanmayı ve o heyecanı ekrana getirmeyi tercih etmese yaşananlardan kimse haberdar olmayacak. Yani kısacası ortada ne şov var, ne de oyunculuk!
ÖZÜR DİLEMEK ERDEMDİR…
Peki ama bu konu neden gündem oldu? Mesleki rekabet nedeniyle gözü dönmüş bir güruh var. Bunlar her fırsatta, her olayda aynı şeyi yapıyorlar.
Klavyeyi silah gibi kullanıp sağa sola ateş ediyorlar. Aslında herkes elinden geleni yapıyor. Kimi haber, kimiyse dedikodu ve dezenformasyon.
Yani iyi haber, bihaber olanların çenesini yoruyor. Hepsi bu. Bu yaptıklarıyla İsrail’in saldırılarını bir süreliğine de olsa perdelemiş oluyorlar. Konu sapıyor, Gazze yerine bir gazetecinin haberciliği tartışılmaya başlanıyor.
GAZZE’Yİ KONUŞUN, KELLE KOLTUKTA GÖREV YAPAN GAZETECİLERİ DEĞİL…
Dünya büyük bir krizin eşiğinden geçiyor. Binlerce masum insan sıkıştırıldıkları küçücük bir alanda üzerlerine atılan roket ve bombalarla katlediliyor. Böyle bir ortamda yapılacak en iyi şey tüm enerjimizi yaşananları dünyaya duyurmaya harcamak. Klavyemizi, mikrofonumuzu ve kameramızı barış için, katliamın durması için kullanmalıyız. Sosyal medya linçi yapmak için değil. Tecrübemle sabittir; başkasının yaptığı ve yapamadığıyla ilgilenen bir insan aslında hiçbir şey yapmıyor demektir.
TÜRKİYE’DE SOSYAL MEDYA SALDIRISI, İSRAİL’DE TEHDİT TELEFONU…
CNN TÜRK’ün yayınları İsrail’de çok yakından takip ediliyor ve etkili oluyor. İsrail’de özellikle telegram grupları ve sosyal medya platformları CNN TÜRK yayınlarıyla ilgili paylaşımlar yapıyor. O paylaşımların ardından İsrail’de Fulya Öztürk’e tehdit telefonları geldi. Ve yönetim kararıyla bir süreliğine Türkiye’ye döndü. Bölgede şu anda Enver Kaptanoğlu, Hasret Kaya, Emrah Çakmak, Caner Emre Kınacı, Emir Ünlü ve Buğra Benlioğlu görev yapıyor.
Onlar ve bölgedeki diğer tüm gazeteciler dilerim en küçük bir sorun yaşamaz. Çünkü Türk medyası orada çok önemli bir görev yapıyor. Tüm gazeteci arkadaşlarımıza kolaylıklar dilerim.
Yüreğimiz onlarla…
TRAJİKOMİK BİR TARTIŞMANIN KISA HİKAYESİ…
Olayın gelişimi kısaca şöyle; CNN TÜRK ekibinden Fulya Öztürk ve Halil Kahraman’ın da aralarında olduğu gazetecilerin yanına bir roket düşüyor.
Tüm gazeteciler hep birlikte çukurluk bir alana sığınıyor. O sırada Fulya Öztürk canlı yayında değil.
Haber reji kendisini görsün ve hemen kendisini yayına alsın diye “Beni görün” diye bağırarak el hareketleri yapıyor. O yayına bağlanmaya çalışırken çukurdaki bir iki gazeteci ayağa kalkıyor. Çukurdan dışarı çıkıyor. Ve yayına bağlanıyorlar. Demek ki kendilerince ortamın artık güvenli olduğuna kanaat getirmişler. İşte tartışma da burada başlıyor.
Klavyeşörlere göre Fulya Öztürk o anda heyecanla bağırdığı için şov yapmış. Böyle gazetecilik olmazmış vs. vs. Buna kanıt olarak da roketin atılmasının hemen ardından oradaki bir muhabirin ayağa kalkıp konuşmaya başlamasını gösteriyorlar. Şimdi biraz kamera arkasını anlatalım.
Öncelikle o el kol hareketlerini yaptığı sırada Fulya Öztürk yayında değil. Öztürk’ün canhıraş bir şekilde “Beni görün” diye bağırdığı o anları CNN TÜRK daha sonraki büllten için hazırladığı haber paketinde kullandı. Haber merkezi o görüntüleri kullanmayı ve o heyecanı ekrana getirmeyi tercih etmese yaşananlardan kimse haberdar olmayacak. Yani kısacası ortada ne şov var, ne de oyunculuk!
ÖZÜR DİLEMEK ERDEMDİR…
Peki ama bu konu neden gündem oldu? Mesleki rekabet nedeniyle gözü dönmüş bir güruh var. Bunlar her fırsatta, her olayda aynı şeyi yapıyorlar.
Klavyeyi silah gibi kullanıp sağa sola ateş ediyorlar. Aslında herkes elinden geleni yapıyor. Kimi haber, kimiyse dedikodu ve dezenformasyon.
Yani iyi haber, bihaber olanların çenesini yoruyor. Hepsi bu. Bu yaptıklarıyla İsrail’in saldırılarını bir süreliğine de olsa perdelemiş oluyorlar. Konu sapıyor, Gazze yerine bir gazetecinin haberciliği tartışılmaya başlanıyor.
GAZZE’Yİ KONUŞUN, KELLE KOLTUKTA GÖREV YAPAN GAZETECİLERİ DEĞİL…
Dünya büyük bir krizin eşiğinden geçiyor. Binlerce masum insan sıkıştırıldıkları küçücük bir alanda üzerlerine atılan roket ve bombalarla katlediliyor. Böyle bir ortamda yapılacak en iyi şey tüm enerjimizi yaşananları dünyaya duyurmaya harcamak. Klavyemizi, mikrofonumuzu ve kameramızı barış için, katliamın durması için kullanmalıyız. Sosyal medya linçi yapmak için değil. Tecrübemle sabittir; başkasının yaptığı ve yapamadığıyla ilgilenen bir insan aslında hiçbir şey yapmıyor demektir.
TÜRKİYE’DE SOSYAL MEDYA SALDIRISI, İSRAİL’DE TEHDİT TELEFONU…
CNN TÜRK’ün yayınları İsrail’de çok yakından takip ediliyor ve etkili oluyor. İsrail’de özellikle telegram grupları ve sosyal medya platformları CNN TÜRK yayınlarıyla ilgili paylaşımlar yapıyor. O paylaşımların ardından İsrail’de Fulya Öztürk’e tehdit telefonları geldi. Ve yönetim kararıyla bir süreliğine Türkiye’ye döndü. Bölgede şu anda Enver Kaptanoğlu, Hasret Kaya, Emrah Çakmak, Caner Emre Kınacı, Emir Ünlü ve Buğra Benlioğlu görev yapıyor.
Onlar ve bölgedeki diğer tüm gazeteciler dilerim en küçük bir sorun yaşamaz. Çünkü Türk medyası orada çok önemli bir görev yapıyor. Tüm gazeteci arkadaşlarımıza kolaylıklar dilerim.
Yüreğimiz onlarla…
SON DAKİKA
